-
1 Kasse
Kasse <-n> ['kasə] f1) ( Behälter) kasa2) (Laden\Kasse, Registrier\Kasse) kasa\Kasse machen ( fam) para yapmak;jdn zur \Kasse bitten ( fam) birinden para istemek;gut bei \Kasse sein ( fam) parası bol olmak, çok parası olmak;knapp bei \Kasse sein ( fam) parası kıt olmak, az parası olmak, eli darda olmak, darda bulunmak, para sıkıntısı içinde olmak;wir haben getrennte \Kassen bizim hesaplarımız [o hesabımız kitabımız] ayrıdır -
2 Geldverlegenheit
Geldverlegenheit f para sıkıntısı -
3 Geldsorgen
pl para sıkıntısı sing -
4 knapp
knapp [knap]I adj\knapp bei Kasse sein darda bulunmak, eli darda olmak, para sıkıntısı içinde olmak;die Zeit ist \knapp zaman az;das Wasser wurde \knapp su kıtlaştı;mit \knapper Mehrheit az bir farkla çoğunluk;mit \knapper Not güç bela, dar darına2) ( Kleidung) darvor einer \knappen Stunde neredeyse bir saat önce;eine \knappe Stunde bir saate yakın4) ( Stil) lakonik;in \knappen Worten birkaç kelimeyleII advmit etw \knapp auskommen bir şeyle kıt kanaat geçinmek2) ( gerade so)das Auto fuhr \knapp an mir vorbei araba yanımdan teğet geçti3) ( kurz) kısaca
См. также в других словарях:
KILLET-İ NUKUD — Para darlığı. Para sıkıntısı … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
eli dar (veya darda) olmak — para sıkıntısı içinde olmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
darda bulunmak — para sıkıntısı çekmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
sıkıntı — is. 1) İşsizlik, tekdüzelik, bezginlik vb. sebeplerden doğan ruhsal yorgunluk, cefa, eziyet İçinin sıkıntısını mümkün mertebe gizlemeye çalışarak, dereden tepeden konuşarak oyalandı. P. Safa 2) Bir bozukluğun, karışıklığın sebep olduğu etkili ve… … Çağatay Osmanlı Sözlük
ağa borç eder, uşak harç — ağa para sıkıntısı içinde olup borç etse de uşak, bunu anlamaz ve bol harcamayı sürdürür anlamında kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
karnı tok sırtı pek olmak — geçimi iyi olmak, para sıkıntısı olmamak … Çağatay Osmanlı Sözlük
gül gibi bakmak — 1) geçimini para sıkıntısı olmadan sağlamak 2) iyi, temiz bakmak Çocuğuna gül gibi bakıyor … Çağatay Osmanlı Sözlük
büyük — sf., ğü 1) Boyutları, benzerlerinden daha fazla olan (somut nesne), makro, küçük karşıtı Büyük ağaçların altında, gazinoya doğru gidiyoruz. Y. Z. Ortaç 2) Çok, ortalamayı aşan (soyut kavram) Büyük bir cevap sıkıntısı geçirdikten sonra itiraf etti … Çağatay Osmanlı Sözlük